Yakîn sıfatı kâmil bir şeyhdir. Sevâb olan güzel zanlar da, onun mürîdleridir. Zan çeşitlidir. Böyle derece derece gâlip olan ve çoğalan her bir güzel zan, yakîne yakın ve inkârdan uzaktır. Nitekim “Ebû Bekir (r.a.) ın îmâm tartılsa…” hadîs-i şerîfinde işâret buyrulmuştur.
Bütün sevâb olan zanlar yakînden süt emerler ve çoğalırlar; ve o süt emmek ve çoğalmak, ilim ve amel ile o zannın artışının tahsîlinin alâmetidir. Bu şekilde, o zanlar yakîn mertebesine gelirler ve yakînde fânî olurlar. Çünkü o zanlar, yakîn oldukları zaman kalmazlar; ve bu şeyh ile mürîdler, o yakîn şeyhinin ve onun mürîdlerinin cisimler âleminde ortaya çıkmış nakışlarıdır.
Delîli budur ki, bu nakışlar her devirde ve asırdan asıra değişmektedir. Ve bu yakîn şeyhi ile, onun sevâb zanlardan ibâret olan evlâtları devirler ve asırlar geçtikçe değişime uğramaksızın âlemde durmaktadırlar. Diğer taraftan yanlış ve sapık zanlar ve inkâr eden yakîn şeyhinin reddolunmuşudur. Ve o zanlar her gün yakînden daha uzak ve daha zelil olurlar. Çünkü her gün o kötü zannı arttıracak sebepleri çoğaltırlar. Nitekim Kur’ân-ı Kerim’de “Fî kulûbihim maradun, fe zâdehumullâhu maradâ” (Bakara, 2/10) yâni “Kalblerinde bir maraz vardır onların. Allah da marazlarını arttırdı” buyrulmuştur.
Şimdi… Develerin sâhibleri hurma yerler ve develer ise diken yerler. “E fe lâ yanzurûne ilel ibili keyfe hulikat” (Gâşiye, 88/17) yâni “Onlar hâlâ ibretle bakmazlar mı deveye, nasıl halk edilmiştir o?” ve “İllâ men tâbe ve âmene ve amile amelen sâlihan fe ulâike yubeddilullâhu seyyiâtihim hasenât” (Furkân, 25/70) yâni “Meğer ki şirkten tövbe edip iyi amel ve harekette bulunan kimseler ola. İşte Allah bunların kötülüklerini iyiliklere çevirir.”
Fesâd içinde etmiş oldukları her bir tahsîl, daha sonra zannın ıslâhı işinde kuvvet olur. Nitekim üstâd bir hırsız tövbe edip zabtiye olur. Onun öğrendiği bütün hilekârlıklar adâlet ve ihsân işinde kendisine yardımcı olur; ve onun daha önce hırsız olmayan zabtiyeler üzerine üstünlüğü vardır. Çünkü san’atı hırsızlık olan bu zabtiye, hırsızların şivesini iyi bilir; hırsızların halleri ona örtülü kalmaz. Böyle bir kimse eğer şeyh olursa, pek kâmil ve âlemin rehberi ve zamanın mehdîsi olur.